Bir uğultu duymaya başlamıştı ve hafif bir karanlık kulenin etrafını sarıyordu. Kule’nin etrafı bir büyü ile kaplı olmasına rağmen değişiklik içeride hissediliyordu. Fırtınalı havalarda evde tek başına kalırken hissettiği gibi korkuya kapıldı Kule korunuyor olmalıydı ama korku giderek büyüyordu. Kıza baktığındaysa vurdumduymaz birisini gördü, sanki hayatı tehlikede değilmiş gibi kitapları hızlıca karıştırmaya devam ediyordu, kuleden nasıl kaçacakları meçhuldü, kaçtıklarında bir orduyla karşılaşmaları muhtemeldi ve en önemlisi kız birazdan tüm kitapların yok olacağını söylemişti yine de kendi sözlerinden pek etkilenmemiş gibiydi.
“Buradan nasıl çıkacağız?” diye sordu Merav. Kızsa başka bir konuda konuşmaya başladı.
“Biliyor musun? Buraya gelirken neden geldiğimi bilmiyordum, odamda yalnız başıma yatıyordum ve rüyamda bir şeyin bana seslendiğini duydum. Bu çok ilginçti zira birisinin bana odamda seslenebilmesi pek mümkün değildi.”
Tek kaşını kaldırıp Merav’a doğru baktı ya da baktığını var saydı zira hala kızı göremiyordu.
“Uşağım birisinin rüyama girip beni buraya çağırmasının pek mümkün olmadığını büyük ihtimal benim bir şekilde buraya gelmem gerektiğimi düşündüğümü ve rüyamda kendi kendime seslenmiş olabileceğimi söyledi.”
Merav kızın bir öğrenci olduğunu düşünüyordu başından beri ama kız bir öğrenci gibi konuşmuyordu. Zaten şehirle ilgili herkes savaşa katılmıştı.
“İnsanlara ilgim yok diyemem, sonuçta yıllardır uzaktan onlara bakıyordum ama buraya beni getirecek kadar önemli ne olabilir sence?”
Merav kızın ona baktığını görünce cevap verdi
“Bilmem…”
“Aynen acemi bir büyücü, usta bir kaç büyücü, yanmakta olan bir şehir ve dışardaki iblis, sanırım ufaklıkla ilgilenmem gerekecek ama önce seni buradan çıkaralım tamam mı?”
Bir iblis mi? Dışardaki seslerin kaynağı o muydu? Karanlığın? İçindeki korkunun? Bir avcının yaklaştığından habersiz, ölmeyi bekleyen bir kurban gibi kulede kapana sıkışmıştı.
“Bir geçit açmanın en kolay yolu bulunduğun noktayla hedef noktayı birbirine bağlayacak bir hatıradır, nereye gideceğini bilmeden geçit açmaya çalışırsan bir dağın içinde veya denizin dibinde uyanabilirsin, gideceğin yerin o an boş olabilecek bir yer olmasıda önemli sonuçta başka birisinin üstüne yapışman hoş olmaz”
“Pekala çok şanslıyız ki şehre gelirken bir tepeye uğramıştım ve orasının boş olacağından eminim”
Sesler yükselmeye kule titremeye başlamıştı. Kız zamanın geldiğini biliyordu Merav’a sarıldı.
“Yanlış anlama sadece ayağıma takılmanı istemiyorum.
Önlerinden mordan bir çember belirdi kız Merav ile birlikte içine atladı, Merav gözlerini kapattı ve bir çığlık attı. Gözlerini geri açtığındaysa kulenin dışında büyücüyü terk ettiği tepede kendisini buldu. Şehre bakarken büyük bir patlama oldu ve kule yerle bir oldu. Kayalar bir toz yumağının içinde etrafa uçuyordu. Kız Merav’ı bıraktı yüzüne baktı ve gülümsedi Merav ilk kez yüzünü görebilmişti.
“Belki tekrar karşılaşırız”
Bir ışık kızın olduğu yerde belirdi ve kız aniden ortadan kayboldu.
Lield:
İblis başarılı olmanın gururuyla uluma-çığlık karışımı bir ses çıkardı. Sonunda kendi formuna dönebilmişti, şehri ve merkezindeki kuleyi yok etmişti, efendisinin sebeplerini sorgulamaya cüret edemezdi ama yaptığı işten çok memnundu. Aniden arkasında bir ışık kaynağı hissetti döndüğünde parıldayan bir şey elinde kılıçla onu ikiye bölmek üzereydi pençeleriyle kılıcı önlemeye çalıştı ama çok geçti ikinci bir patlama kulenin önünde yaşandı.